ana_sayfa
FAALİYETLER
Yazılı Soru Önergeleri
Genel Kurul Soruları
Kanun Teklifleri
Sözlü Soru Önergeleri
Makalelerim
Genel Kurul Konuşmaları
Yazılı S.Ö.(Cevaplanan)
Meclis Araştırma Önergeleri
Genel Kurul Konumalar > Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanun Tasarısının 13.maddesi üzerinde konuşmam
Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri,
Görüşülmekte olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanun Tasarısının 13.maddesi üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesile ile hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar,
Bu önergemizle maddenin 2.fıkrasında bulunan “Genel Sekreterin teklifi üzerine” ibaresinin kaldırılmasını istemekteyiz.

Çünkü bürokratik bir makam olan Genel Sekreterin yerine kurulun işleyişinden sorumlu Başkan vekiline, sorumluluğuna uygun olacak şekilde bir yetki verilmesinin daha doğru olacağını düşünmekteyiz.

Sayın Milletvekilleri,
Her karış toprağı aziz şehitlerimizin mübarek kanları ile sulanmış kutsal vatanımızın, ona hizmet etme gayesiyle organize olmuş kutlu devletimizin, ilelebet payidar olması, bu vatan üzerinde yaşayan her birimizin elbette ki ortak arzusu olduğuna inanıyoruz.

İşte bu ortak arzunun var olabilmesi ise;

Her bir vatandaşımızın ortak hedef, sevinç ve acılarını birlikte yaşayabilmesine, memleketimizin, devletimizin imkân ve kaynaklarını adil ve eşit şekilde paylaşabilmesine bağlıdır.

Ama bütün bunların hayat bulabilmesinin en temel ve en önemli şartlarından biri de, hiç kuşkusuz adaletin tesisine ve onun tecelli edebilmesine bağlıdır.

Bunları sağlayacak olan zemin ve güç ise hiç şüphesiz devletimizin ta kendisidir.

Şimdi buradan hepimizin şu suali öncelikle kendi vicdanımıza sorup cevap araması gerekmektedir.

Acaba bugün biz devlet olarak hakkın, hukukun, adaletin tecellisini sağlayabilmekte miyiz?

Değerli arkadaşlar insanın yaşayabilmesi için her şeyin başı sağlıktır diyoruz.

Fakat devletinin koruyucu şemsiye altında bulunamayan insanların sağlıklı ve şahsiyetli bir şekilde hayatlarını devam ettirebilmeleri de çok zordur.
Ancak Devletin ve milletin yaşayabilmesinin temel şartının da, adalet olduğunu hepimiz biliyor, inanıyor ve söylüyoruz.

Çünkü adaletin olmadığı yerde huzur ve düzen olmaz, huzur ve düzenin olmadığı yerde de, ne devlet, ne de millet uzun süre ayakta kalamaz.

İşte Aziz Milletimiz ve Kutlu Devletimiz için bu kadar önemli olan adalet; hepimizin, ama öncelikle devleti idare edenlerin, başta iktidar olmak üzere idare sorumluluğunu üstlenen her kesimin, üzerinde titizlik göstermesi gereken bir konudur.

Ama bugün maalesef ülkemizin en temel sorunlarından birinin adaletsizlik olduğunu üzülerek görmekteyiz.

Hukuka dayanmayan tasarrufların, kanunsuz ve ceberut uygulamaların hemen her gün gündem maddesi olması, az önce işaret ettiğim ve büyük bir ihtimam ve titizlikle korunması gereken adalet anlayışı ile ilgili derin kaygılarımızı maalesef haklı çıkarmaktadır.

Dahası, özellikle son yıllarda artan hukuksuzluklar, kanunsuzluklar artık sıradan hale gelmiş, bu tür uygulamalar kanıksanır olmuştur ki, bu da tehlikenin çok vahim boyutlara geldiğini ortaya koymaktadır.
Bakınız Değerli Arkadaşlar, Türk Dil Kurumu adaleti nasıl tanımlıyor;
Adalet; Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması, hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, herkese kendi hakkı olanı verme ve doğruluktur.

Bu tanıma göre bugün, biç birimizin, yasalarla sahip olunan hakların, herkes tarafından adil ve eşit bir şekilde kullanıldığını söylemesi mümkün değildir.

Yine bugün hiç birimizin, devleti yöneten siyasi iradenin, yani AKP’nin, hak ve hukuku gözettiğini ifade edebilmesi de söz konusu değildir.

Bugün adaleti uygulamak ve yerine getirmekten sorumlu olan devlet kuruluşlarının, siyasi emellerle hedef haline getirilmediğini, bu kuruluşların siyasi ikbal kaygılarıyla yapılandırılma sürecine sokulmadığını da hiç kimse söyleyemez.

Değerli Arkadaşlar şimdi buradan soruyorum; bugün gelinen noktada, yolsuzluk soruşturması açan hâkimler görevden alınıyorsa, yine o hâkimlerin mahrem bilgileri toplanıp, konuşmaları dinleniyorsa, onlara komplo kuruluyor ve polis baskınına maruz bırakılıyorsa, takip edilen davalara yandaş savcı aranıyor ve o savcının üzerine başka bir savcı salınıyorsa, Türk adalet sisteminin böylesine kaos ve karmaşa içine itilmesinin sorumlusu sizce kimdir ve kimlerdir? Muhalefet midir?

Eğer, AKP iktidarına mensup yolsuzluk, irtikâp, suistimal gibi kesinleşmiş suçlardan ceza alan, belediye başkanları, bürokratlar halen görevde tutuluyor, ama hakkında yargının verdiği kesinleşmiş suçu bulunmayan, AKP’li olmayan belediye başkanları ile Milliyetçi-Ülkücü bürokratlar görevden alınıyor, sürgün ediliyorsa, adalet bunun neresindedir?

Ve eğer; Türk milleti adına karar veren hâkimler, cumhuriyetin savcıları, bu aziz milletin çocuklarını katleden PKK lı canilerin ayağına talimatla gönderiliyorsa ve bunların aklanması isteniyorsa, üç kıtada Hakk’ın mücadelesini vermiş bu Necip Millet kime nasıl güvenecektir?

Halkımızı açlığa ve yokluğa mahkûm eden, onları oy deposu olarak gören, üretim yerine tüketimi, ithalata bağlı büyümeyi, işsizliği artırıp yeni oy depoları hedefleyen, ekonomiyi emperyalist sermayeye hediye eden, dış siyasette teslimiyet ilkesini benimseyen AKP iktidarı, maalesef; dirliğin, düzenin temeli olan adaleti de, çökertmek suretiyle sanki son bir darbeye hazırlanıyor görüntüsünü vermektedir.

Bugün üzerinde yaşadığımız cennet vatanımızın manevi mimarı Şeyh Edebali’nin, mirasçısı olmakla iftihar ettiğimiz, Osmanlı’nın kurucusu Osman Gazi’ye nasihati olan “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” şeklindeki veciz sözünü, milletimizi kandırmak suretiyle kendi siyasi ikbal ve saltanatları için dillerinde nakarat yapanlar bilmelidir ki, gittikleri yol, yol değildir.

İnsanımızı da yaşatacağız, devletimizi de… Ama sözlerimin başında ifade ettiğim gibi bunun şartı bellidir ve mülkün temeli olan adalet mutlak surette tecelli ettirilmelidir.

Bunun önünde duran ve engel olanlar belki, bugün dokunulmazlık zırhının arkasına saklanabilirler.

Ama yarın en büyük adaletin olduğu yerden ve İlahi adaletin tecellisinden kaçamayacaklar diyor hepinize saygılar sunuyorum.
,